Hukuki Makaleler

Veraset ilamı

Veraset ilamı

Miras bırakanın yasal mirasçılarına, mirasçı olarak atadıklarına veya vasiyet alacaklılarına mirasçılık sıfatlarını gösteren resmi belgeye veraset ilamı denilmektedir. Bu belge miras açıldıktan sonra Sulh Mahkemesinden veya noterliklerden talep edilebilmektedir. Bu belgeye veraset ilamnın yanı sıra mirasçılık belgesi adı da verilmektedir. Mirasın nasıl bırakıldığına ilişkin detaylar için vasiyetname yazımızı inceleyebilirsiniz.

Mirasçılık belgesinin alınabilmesi için öncelikle nüfus müdürlüğünden verasete esas nüfus aile kayıt tablosu alınmalıdır. Bu alınan belge ile birlikte dilekçe yazılması ve Sulh Hukuk Mahkemesine dava açılması şarttır. Açılan dava sonrasında belgeler Hakim tarafından incelenir ve mirasçı olanlar Hakim tarafından belirlenerek kimlerin ne miktarda mirasçı olduğu belirtilir ve bu belgeye göre mirasın kişilere intikali sağlanmaktadır. Veraset ilamı iki türlü alınmaktadır. Bunlardan birisi noterlikler olup, ikincisi Sulh Hukuk Mahkemesine dava açmak suretiyle alınabilmektedir.

 

Noterden veraset ilamı alınması

Noterden veraset ilamı alınması için birtakım şartların oluşması gereklidir. Aksi durumda noterlerde yetkisizlik nedeniyle talebiniz reddedilmekte ve mahkemeden dava açmanız gerektiği bildirilmektedir. Noterden veraset belgesi alınması için şartlar şu şekildedir;

Veraset ilamını talep eden kişinin ölenin yasal mirasçısı olması gereklidir.

Ölenin ya da mirasçılardan birisinin yabancı olmaması gereklidir.

Mirasçılardan birisinin evlatlık olmaması gereklidir.

Ölen ya da mirasçılardan birisinin gaip olmaması gereklidir.

Miras bırakanın vasiyetname düzenlememiş ya da miras sözleşmesi yapmamış olması gereklidir.

Miras bırakanın yada mirasçılardan ölüm tarihinin aynı gün olmaması gereklidir.  Bu şartların bulunması halinde ölüm belgesi, nüfus kayıt örneği ve veraset belgesi başvurusuna ilişkin form ile birlikte Noterden veraset ilamı alınması mümkündür.

 

Veraset ilamı Davası

Noterlerden veraset belgesi alınamadığı durumlarda veraset ilamı davası açılabilmektedir. Noterden alınabilse bile davacıların isteği üzerine Sulh Hukuk Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile veraset belgesi davası açılabilmektedir. Veraset belgesi davasının davalısı bulunmamaktadır. Veraset belgesi alınması için dilekçede hasım gösterilmemektedir. Nüfus müdürlüğünden verasete esas nüfus kayıt örneği ile veraset belgesi düzenlenebilmektedir.

 

Miras ortaklığı

Miras bırakanın birden çok mirasçısı olduğu durumlarda, mirasçıların oluşturduğu grup topluluğa miras ortakları adı verilmektedir. Miras veraset ilamı ile tümüyle paylaştırıldığı takdirde mirasçılar miras üzerinde el birliğiyle hak sahibi olabileceklerdir. Miras üzerinde el birliği mülkiyet hakkı bulunan mirasçılar miras üzerinde yapılması gereken her türlü işlemi birlikte yapmak zorundadırlar. Mirasçılar her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilmektedirler. Her mirasçı veraset ilamına bağlı olarak terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesini sulh mahkemesinden isteyebilmektedir. Mirasçılardan birisinin talebi üzerine hakim, terekenin tamamını ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamının bir mirasçıya verilmesi suretiyle paylaştırmayı yapmaktadır. Mirasçılara verilen taşınmazların değerleri arasında fark para ödenmesi yoluyla giderilerek miras payları arasında denkleştirme sağlanmaktadır.

Paylaşımın hemen yapılması, veraset ilamına dayalı olarak paylaşma işlemi, paylaşım yapılacak mal veya taşınmazın veya terekenin değerini önemli ölçüde azaltacaksa Sulh Hukuk Mahkemesi Hakimi mirasçılardan birisinin istemi üzerine bu malı veya terekenin paylaşılmasının ertelenmesine karar verebilmektedir. Mirasçılardan birisinin istemi üzerine Sulh Hukuk Mahkemesinden, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atanabilmektedir. Mirasçılardan her biri terekedeki hakların korunmasını isteyebilmektedir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanmaktadır. Bir mirasçı ödemeden aciz halde ise mirasın açılması üzerine diğer mirasçılar, haklarının korunması için gerekli önlemlerin gecikme olmaksızın alınmasını Sulh Hukuk Mahkemesinden isteyebilmektedir. Tereke ile ilgili sorunların çözümü için dava açılması gereken hususlarda dava tüm mirasçılara karşı ortak şekilde açılmalıdır.

 

Mirasın reddi

Veraset ilamına göre miras bırakanın mirasını kabul etmeyen mirasçının kendisine kalan mirası reddetme hakkı bulunmaktadır. Mirasın reddi, miras bırakanın son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesine yapılmaktadır. Mirası reddetme süresi üç aydır. Mirası reddetmesi için verilen üç aylık süre yasal mirasçılar için ölüm ve kendilerinin mirasçılığını öğrendiği andan itibaren başlamaktadır. Vasiyetname ile atanan mirasçının süresi ise tasarrufun kendisine bildirildiği andan itibaren işlemeye başlamaktadır. Belirtilen süre içerisinde mirası reddetmeyen mirasçı, kayıtsız ve şartsız olarak mirası kabul etmiş olarak kabul edilmektedir. Ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş olan miras reddedilmiş sayılmaktadır. Mirasın reddi geçmişe etkili olarak, ölüm zamanından itibaren hüküm doğurmaktadır. Veraset ilamına göre miras, mirası reddeden mirasçı, miras bırakandan önce ölmüş gibi paylaşılmaktadır.

Kanun, miras kalan mirasçıların alacaklarına zarar verme amacıyla mirası reddetmesi ihtimalinde ise alacaklı olan mirasçıları korumaktadır. Mal varlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden geçerli olmak üzere altı ay içerisinde mirasın reddinin iptali hususunda dava açabilmektedirler. Reddin iptaline karar verildiği takdirde, miras resmen tasfiye edilmektedir. Böylece tasfiye edilen mirastan reddedilen mirasçının payına bir şey düştüğü takdirde ilk olarak itiraz eden alacaklıların, devamında ise diğer alacaklıların alacak hakları ödenmektedir. Arta kalan kısım var ise ret geçerli olduğu takdirde bundan yararlanacak mirasçılara pay edilmektedir.

 

Miras Bırakanın Borcu

Veraset ilamına göre mirasçı olan kişiler, tereke borçların müteselsil yani ortak olarak borçludurlar. Miras bırakanın alacaklılar, mirasçılardan dilediğine başvuruda bulunarak borcun tamamını isteyebilmektedir. Bu ihtimalde, borcu ödeyen mirasçı, diğer mirasçılara rücu edebilmektedir. Mirasçılar, bölünmesine veya nakline alacaklı tarafından açık veya örtülü olarak rıza gösterilmemiş olan tereke borçlarından dolayı, paylaşmadan sonra da bütün malvarlıklarıyla müteselsilen sorumludurlar. Veraset ilamına göre paylaşmanın gerçekleştiği tarihten veya daha sonra yerine getirilecek borçlarda muacceliyet tarihinin üzerinden beş yıl geçtiği takdirde teselsül sona ermiş olarak kabul edilmektedir. Tereke borcundan sorumlu olmak istemeyen borçluların süresi içerisinde mirası reddetmesi gereklidir.

 

Müteselsil Borç Ne demek

Müteselsil Borç Ne Demektir bir örnek ile bunu açıklayalım. Müteselsil borç kısaca ortak borçluluk anlamına gelmektedir. Örnek verecek olursak mahkemeden aldıkları veraset ilamında babasından miras kalan üç kardeş bulunduğunu varsayalım. Babanın ölmeden önce borç olarak da 30.000,00 TL birisine borçlu olduğunu varsayalım. İki kardeşin durumunun borç ödemeye müsait olmadığını bir kardeşin ise durumunun iyi olması nedeniyle borcu ödeyebilecek ekonomik gücü olduğunu düşünürsek, ekonomik durumu iyi olan kardeş bana düşen para 10.000,00 TL dir diyerek bu borçtan kurtulamaz. Bu borç tamamen ödenene kadar her türlü borç karşılığında muhatap olmak zorundadır. Bu durumda her ne kadar Üç kardeş aynı anda borçlu olsa da borç tamamen bitene kadar tüm kardeşlerin ortak şekilde sorumlu olmaları müteselsil borçluluktur.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu