Boşanma Davasında Velayet
Boşanma davasında velayet nasıl gerçekleşmektedir. Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki Türkiye Mahkemelerinde verilen tüm kararların kanuni bir dayanak maddesi bulunmaktadır. Velayet husus da 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 335 maddesi ile 351 maddesi aralığında düzenlenmiş ve hüküm altına alınmıştır. Bu yazımızda şimdi Boşanma Davasında velayete ilişkin olan maddeleri inceleyelim.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun;
Madde 335’e göre; “Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velâyeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velâyet ana ve babadan alınamaz.
Hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velâyeti altında kalırlar.” Şeklinde hüküm bulunmaktadır.
Boşanma davasında velayete ilişkin olarak bu maddenin yorumlanmasında Ergin olmayan yani 18 yaşından büyük olmayan veya 18 yaşından küçük olup da evli olmayan çocuk anne ve babasının bakımı altındadır. Yönetimi altında bulunmaktadır. Yasal bir sebep olmadıkça velayet anadan ve babadan alınmamaktadır. Yasal bir sebep olarak kasıt ise çocuğa karşı ana veya baba tarafından herhangi bir suç işlenmesi, çocuğun herhangi bir sebeple mağduriyeti nedeniyle anne veya babadan alınabilmektedir.
Madde 336’ya göre; “Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar.
Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse hâkim, velâyeti eşlerden birine verebilir.
Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir.” Şeklinde hüküm bulunmaktadır.
Boşanma davasında velayete ilişkin olarak bu maddenin yorumlanmasında; Evlilik devam ettiği sürece şeklinde belirtildiği üzere çiftler arasında evlilik bağı devam ediyorsa anne ve baba velayeti birlikte kullanmaya devam edebilmektedirler. Ayrılık hali gerçekleşmiş ise hakim velayeti eşlerden birisine vermektedir. Bu madde de hakim boşanma davasında bulunan tarafların veya çiftlerin çocuklarının bulunması halinde yaş, cinsiyet, ailelerin yaşam tarzı, ekonomik durumları, sosyal hayatları üzerinde adliyelerde görevli pedagoglar vasıtasıyla inceleme yaptırılarak taraflar hakkında çocuğun velayetinin kime bırakılacağına ilişkin olarak fikir edinmek amacıyla sosyal inceleme raporu düzenlettirirler. Bu rapor ve dosyadaki deliller ilgili mahkeme hakimi tarafından ortak bir şekilde değerlendirilerek velayetin eşlerden hangisine verileceği hususunda kararını verebilir.
Boşanma davası esnasında çocuğun velayeti hususunda çiftler arasında anlaşmaya varılamazsa anlaşılmazlık mahkeme tarafından çözüme kavuşturulmaktadır. Çocuğun velayetinin kime verileceği hususunda takdir yetkisi bulunan Hakimin, çocuğun velayetinin kime verileceğine karar verirken esas amacı çocuğun menfaatini korumaktır. Çocuğun velayetinin verildiği kişi temsil, bakım, koruma, kollama, güvenlik vs gibi çocuğun ana ihtiyaçlarının karşılanması için sorumludur ve sağlamakla görevlidir. Ebeveynlerin sahip olduğu hakkın boşanma durumunda nasıl kullanılacağı yukarıda da anlatıldığı üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 336. Maddesinde ele alınmaktadır.
Çocuğun velayetini kimler alabilir
Türk Medeni Kanununun 338. Maddesinin 2 fıkrasına göre; “….Velâyet ana ve babanın her ikisinden kaldırılırsa çocuğa bir vasi atanır….” Şeklinde hüküm bulunmaktadır. Bu madde yorumlanacak olursa boşanma davasında velayet veya normal velayet davalarında velayet hakkı sadece ana ve babaya aittir. Kesinlikle velayet başkasına verilmez. Çocuğu velayeten alacak kimse bulunamazsa amca, dayı, büyükanne gibi 1. Dereceden akrabalar isterlerse çocuğa vasi olarak atanabilirler.
Çocuğun velayetinin verilmesinin veya alınmasının şartları nelerdir.
Boşanma davasında velayetin şartları veya normal velayet davalarında velayetin şartları şu şekildedir. Mahkeme çocuğun velayetine karar vermeden önce Hakim çocuğun yararını göz önünde bulundurmak zorundadır. Bu yarar gözetilirken eşlerden hangisinin çocuğun haklarını daha iyi gözetebileceği, hangisinin daha ilgili olacağı, hangisinin daha sağlıklı bakabileceği, hangi eşin daha iyi bir gelecek sağlayabileceği, hangi eşin sosyal olarak daha iyi gelişim sağlayabileceği gibi yaşam faktörleri göz önünde bulundurulur. Bunlara ek olarak çocuğun yaşı, cinsiyeti ve düşüncesi de göz önüne alınmaktadır.
Çocuğun velayetinin verilmesinde çocuğun yaşının etkisi
Boşanma davasında velayet hususunda hakim tarafından velayetin kimde kalacağına karar verilirken dikkate alınması gereken hususlardan bir tanesinin de çocuğun yaşı olduğundan bahsedilmiştir. Anne bakımına muhtaç olan bir çocuğun anneden alınarak babaya verilmesi, çocuğun sağlığı ve kişisel gelişimi açısından çocuğa büyük zararlar verebilmektedir. Haliyle küçük çocuğun velayetinin kime verileceği konusunda kanaat çocuğun bu dönemde anne şefkatine fazlasıyla ihtiyaç duyduğu düşünülmektedir. Bu durumda;
0 – 3 Yaş arasında çocuğun velayeti:
Türk Medeni Kanununa göre Boşanma Davasında velayet hususunda 0 – 3 yaş aralığındaki velayeti verilecek çocuğun annesinin bakım ve şefkatine ihtiyacı olduğu kabul edilmektedir. 3 yaşına kadar ki çocuğun velayetine karar verilirken annenin yaşam şartlarının herhangi bir önemi bulunmamaktadır. Yargıtay bu konuda verdiği kararlarda yol gösterici konumda olmuştur.
3 – 7 Yaş arasında çocuğun velayeti:
Türk Medeni Kanununa göre Boşanma Davasında velayet hususunda 3 – 7 yaş aralığındaki velayeti verilecek çocuğun annenin bakım ve şefkatine daha az ihtiyacı olduğu görülmekle birlikte, bu yaş aralığını anneden alınarak babaya verilmesi nadiren görülmektedir. Sebepleri de şudur ki annenin çocuğun sağlığına zarar vermesi, bakımını üstlenmemesi, annenin sağlık durumu nedeniyle çocuğuna bakamayacak durumda olması gibi nedenlerden dolayı çocuğun velayetinin değiştirilmesine, babaya verilmesine karar verilebilmektedir.
6 – 12 Yaş arasında çocuğun velayeti:
Türk Medeni Kanununa göre Boşanma Davasında velayet hususunda 6 – 12 yaş aralığındaki velayeti verilecek çocuğun velayetinin verilmesinde çocuğa sunulacak maddi imkanlar önemli rol almaktadır. Bu durumda hakimin değerlendirmesinde dikkat etmesi gerektiği en önemli husus hangi tarafın çocuğa daha iyi bir gelecek sağlayabilecek olmasıdır. Bu yaştaki çocuğun velayeti verilmeden önce mahkemece uzman pedagog aracılığıyla çocuğun görüşlerinin alınması sonrasında karar verilmektedir. Bu yaş aralığında çocuğa en güzel eğitim veya geleceğin kim tarafından verileceği önemli olmakla birlikte velayetin ilgiliye verilmesine karar verilebilir.
12 Yaş üzerindeki çocuğun velayeti:
Türk Medeni Kanununa göre Boşanma Davasında velayet hususunda 12 yaş üzerindeki velayeti verilecek çocuğun velayetinin verilmesinde şöyle bir yol izlenmektedir. Çocuğun belli bir olgunluğa eriştiğinde kenti isteklerini rahat bir biçimde ifade edebilecekler mahkemece kabul edilmektedir. Bu doğrultuda hakimlerin de çocuğun beyanları doğrultusunda kalmak istediği ebeveynini seçebileceğini düşünmektedirler. Bu nedenle çocukların beyanı doğrultusunda da karar verilebilmektedir.
Kişinin Çocuk üzerindeki Velayet hakkının sona ermesi:
Velayet altında bulunan çocuğun ergin olması (yani 18 yaşını tamamlamış olması veya 18 yaşının altında olsa bile evlenmesi(Türk Medeni Kanununa göre evlenmek kişiyi ergin kılmaktadır.)), velayete sahip olan kişinin vefat etmesi, velayet hakkının mahkemece kaldırılması, boşanma davasında velayet hakkının bırakılmaması sonucunda velayet hakkı sona ermektedir.
Velayet hakkının devri:
Velayet hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğu için devri mümkün değildir. Velayet hakkından feragat edilmesi de mümkün değildir. Velayet hakkı yasal bir sebep bulunmadığı sürece anne ve babadan alınamaz. Velayet hakkının devri sadece vasi atanması yoluyla olur. Bu durumda velayet hakkının devri değil vasi ataması olarak değerlendirilmelidir.
Velayetin Değiştirilmesi:
Boşanma davasında velayet verilen kişinin veya diğer tarafın velayet hakkının kendisine verilmesini veya kendisinden alınmasını istiyorsa velayetin değiştirilmesi davası açılmalıdır. Davanın yargılaması sırasında mahkemece gerekli incelemeler yapıldıktan sonra tarafların talebi doğrultunda dava karara bağlanacaktır.